21 Yaşıma Kadar (14)
Müge hanım hemen önümden kalktı ve yerden elbiselerini alarak odadan çıktı. Ben ise önce kamerayı kapattıktan sonra içinden hafıza kartını çıkarıp aldım ve koltuğa oturdum. Handan duştan çıkınca, “Müge nerede?” diye sordu. Ben de, “Gitti.” dedim. Handan, “İyi, sen kalacak mısın?” dediğinde, “Yok kaçarım ben de.” dedim. Handan çekmeceden bir zarf çıkarttı ve bana verdikten sonra gülümseyerek giyinmeye başladı. Ben de hemen elbiselerimi giydikten sonra banyoda saçımı düzelttim. Handan’a, “Görüşürüz.” diyerek ayrıldım evinden.
Yoldan bir taksiye bindim. Eve geçerken bir Tekel bayiinin önünde durdurdum taksiyi ve “Abi şuradan birşeyler alıp geliyorum hemen.” dedim. İndim arabadan ve tekel bayiine gidip 10 şişe Bira, 1 tane 100’lük Rakı ve birkaç paket çerez aldım. Handan’ın verdiği zarfta 800 TL vardı, o yüzden para pek mühim değildi.
Arabaya tekrardan bindiğimde taksici, “Abi dertlisin galiba, baya demleneceksin bugün!” dedi. Ben de, “Ya biraz dertliyim kardeş.” dedim ve uzaklara daldım. Adam da konuşmak istemediğimi anlamış gibiydi, bir şey daha sormadı. Tekel bayiinde bozdurduğum paradan kalan 50 lirayı verdim ve para üstünü bile beklemeden, “İyi geceler.” diyerek indim. Kendi evime gelmiştim. Jale’yle bile konuşacak halim yoktu ve eve girer girmez telefonumu kapattım. Işığı bile açmadan oturdum salona, bir sehpa çektim önüme. Bir Bira açtım önce, sonra kalktım içeriden birkaç çerez tabağı alarak çerezleri içine döktüm.
Laptopumu açtım ve hafıza kartını laptopa video dosyası olarak aktardıktan sonra izlemeye başladım. 2 saat sürmüştü video ve izlemek gerçekten harika bir zevk veriyordu. Videoyu izlerken Biralar da su gibi gitmeye başladı. Ve 6. Biradan sonra fark etmeden koltukta sızıp kalmışım.
Pazar günü de evde takıldım, Pazartesi günü okulda olacakları düşündükçe kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Saat 14:00’e doğru evin önünde lüks bir araç durdu, içinde kimin olduğunu görememiştim. Birkaç saniye sonra da kapının zili çaldı. Merakla kapıyı açtığımda, Naz karşımdaydı. Adresimi Jale’den almış olmalıydı.
İçeriye aldım ve salona geçtik. Naz koltuğa oturunca, “Dün baya içmişsin, ne oldu?” dedi. Ben de, “Çay koyayım anlatırım.” dedim. Mutfağa gidip çay koydum. O da arkamdan geldi ve çay demlenene kadar mutfakta konuşmaya başladık. Ben dün gece yaşadıklarımı ona anlatıyordum, “Handan hanım beni çağırdı dün, bir misafirinin olduğunu söyledi ve beni görmek istediğini söyledi. Ben de gittim, önce salonda bir kadeh viski içip yukarıya çıktığımızda misafiriyle karşılaştım…” dedim.
Naz heyecanla, “Eee?” dedi. Ben de, “Eee’si, o karşılaştığım misafir benim Üniversitedeki öğretim görevlisi olan bir hocamdı!” dediğimde, Naz, “Yuh yani!” dedi. Ben de, “Ama artık iş işten geçmişti ve güzel bir gece yaşadık. Handan banyoya girince bu beni biraz tehdit etti, ben de sinirlendim ve biraz daha siktikten sonra gönderdim!” dedim. Naz gülerek, “Orada olmak isterdim!” dedi. Ben de “Videosu var, istersen seyrettirebilirim!” dedim. Naz, “Süper olur!” dedi.
Birer bardak çay doldurup içeriye geçtik. Ben Laptopu kucağıma alarak videoyu açtım ve bazı bölümlerini geçe geçe izlemeye başladık. Video bitince Naz şaşkınlıkla, “Kadının amına koymuşsun resmen!” dedi ve gülüştük. Naz sonra, “İyi bakalım, bugün dertli olduğundan kurtuldun, ama birgün bana da bekliyorum!” diyerek kalktı. Kapıda yanağımdan öptü ve tekrardan arabasına binerek gitti.
Pazartesi günü olduğunda heyecandan kuduruyordum resmen. Okula gittim ve derslerime girdim. Sabahtan öğlene kadar 3 dersim ve öğleden sonra 2 gibi 1 dersim daha vardı. Ben dün gecenin videosunun olduğu hafıza kartını yanıma almıştım, eğer beni tehdit ederse ben de bunu sunacaktım kendisine. İlk 3 dersimde bir olay olmadı. Öğle arasına çıktığımızda bir arkadaşım yanıma gelerek, “Müge hoca seni çağırıyor!” dedi. Ben de gülümseyerek, “Tamam.” dedim ve odasına gittim.
Kapıyı çalıp odasına girdiğimde, bana biraz daha yumuşamış bir şekilde bakıyordu. Karşısındaki koltuğu göstererek, “Geç otur Mehmet!” dedi. Oturdum ve “Buyrun hocam, sizi dinliyorum?” dedim. Müge hoca, “Bak oğlum, itiraf etmeliyim ki bu haftasonu olanlardan zevk aldım, fakat bunu burada kesmemiz gerektiğini düşünüyorum!” dedi.
Ben kalktım, yanına giderek, “Hocam, kendi ağzınızla söylediniz, zevk aldım dediniz. Zevk aldığınız birşeyi neden bırakmak istiyorsunuz?” dedim ve saçlarıyla oynamaya başladım. Biraz sustu ve elimi tutup saçlarından çekti, “Yapma, ben senin öğretmeninim, bu ilişki duyulursa ne olur biliyor musun? Sen okuldan atılırsın, ben de büyük ihtimal mesleğimden atılırım!” dedi. Ben de, “Size söz veriyorum hocam, bu ilişki duyulmayacak, istediğimiz gibi beraber olacağız ve daha sonra yine Öğretmen-Öğrenci ilişkisine geri döneceğiz!” dedim. Müge hanım, “İyi bakalım öyle olsun, fakat bir yerden duyarsam çok kötü olur!” dedi.
Kemerimi ve fermuarımı açıp, pantolonumu dizlerime kadar indirdiğimde, Müge hoca, “Ne yapıyorsun sen ya?” dedi. Ben de “Hani beraber olacaktık?” diyerek boxerimi de indirdim. Müge hoca, “Tamam ama burada değil, yakalanabiliriz!” dedi. Ben de, “Uzun sürmeyecek zaten işimiz, hadi!” dedim. Müge hoca gülerek, “Çılgınlık bu! Kapıyı kilitleyelim bari!” dedi ve kalkıp kapıyı kilitledi geldi, koltuğuna oturdu. Kazık gibi olmuş sikime kısa bir süre 31 çektirdikten sonra ağzına aldı ve yalamaya başladı. Ben de saçlarından tutmuş kendime doğru iyice bastırarak daha da hızlanmasını sağlıyordum.
Müge hoca 5-6 dakika yaladıktan sonra sikimi bıraktı ve “Hadi öğle arası bitmeden gör işini!” diyerek ayağa kalktı. Elinden tutarak odanın diğer tarafındaki 2’li deri koltuğun üzerine dizlerinin üstünde domalttım ve eteğini beline kadar sıyırdım. Altında kırmızı bir külot vardı. Bir elimle sikimi sıvazlarken, diğer elimle de külotunu sertçe indirdim, külotu kalçalarından kurtulunca dizine kadar kaydı zaten. Elimi tükürükleyip amının girişini biraz okşayıp deliğini iyice ıslattım. Müge hoca da inliyordu hafiften. Sikimi amının girişine hafifçe soktuktan sonra birden yüklenerek hepsini bir seferde soktum.
Müge hoca, “Ahhh!” diye bağırınca, elimi ağzına kapattım. Çünkü odasının önünden baya insanlar geçiyordu, sesinin duyulması iyi olmazdı. Elim ağzındayken hızlı hızlı amını sikmeye başladım. Müge hoca ağlar gibi inliyordu. Sikim arada bir kontrolsüzlükten dışarıya doğru fırlıyordu, elimle düzeltip tekrardan sikmeye devam ediyordum. Müge hocayı 15 dakika kadar bu pozisyonda siktim, zaten kıyafetlerimizden rahat değildik ve pozisyon değiştiremiyorduk. Boşalmama yakın amından çıktım ve kolundan tutarak hafifçe kendime doğru çektim, yerde diz çöktürdüm ve “Göğüslerini aç!” dedim.
İkiletmeden gömleğinin düğmelerini hızlıca çözdükten sonra göğüslerini südyeninden kurtardı. Ben de 31 çekerek döllerimi göğüslerine attırdım. Biraz ayakta bekledikten sonra boxerimi ve pantolonumu çektim ve toparlandım. Müge hoca ise çantasından kağıt mendili vermemi istedi. Göğüslerindeki döllerimi temizleyip, üstünü başını düzeltti. Dudaklarından öpüp, “Görüşürüz hocam!” dedim ve çıktım odasından.
Kantine gittiğimde 1’e çeyrek vardı. Arkadaşım bana takılmak için, “Ne o öyle yüzünün rengi değişmiş, Müge hocaya mı çaktın yoksa?” dedi. Ben de, “Evet çaktım!” deyip gülerek işi şakaya vurdum. Öğleden sonraki dersime girdikten sonra evin yolunu tuttum. Eve girince telefonumu kapattım, kendimi derslerime verdim, hazırlanmam gereken sınavlarım vardı…
(Alıntıdır)